Dünyamızın sorunlarıyla başa çıkabilmek, kendi yarattığımız sorunlarla mücadele edebilmek ve insanlığı daha ileriye taşıyabilmek için teknoloji kilit öneme sahip. Gezegenimizde kaynakların kısıtlı olduğunu hesaba katarsak, teknolojinin sürdürülebilirlik konusunda da mühim olduğunu söyleyebiliriz. Gelişim ihtiyaçlara esasen şekillenir ve bu, teknoloji için de geçerlidir. Bu yüzden de teknolojinin gelişim yönünü bilmek, Dünyanın ihtiyaçlarını anlamak için gereklidir. Dünya Ekonomi Forumu (World Economic Forum) da bu ihtiyaçlar hakkında genel fikir vermek için geçtiğimiz yıl en çok gelişen teknolojileri sıraladı.
Çevre: Karbonsuzlaştırmanın Artışı
19. Yüzyılın sonlarından itibaren karbon gazının atmosfere zarar verdiği üzerine düşünceler gelişmekte. Hükümetler bu durumu 100 yıla yakın bir süre ciddiye almasalar da, günümüzde durum farklı. Bugün Küresel Isınma öyle bir boyuta ulaştı ki, devletlerin bu konuyu ciddiye almama gibi bir lüksü yok. Birçok devlet ve birlik (ABD, AB ve hatta Çin gibi), kendi karbon gazı salınımını azaltma üzerine taahhütlerde bulundu. Lakin bu taahhütleri icra etmek kolay değil. Karbon gazı emisyonu esasen üretim kaynaklı ve üretimi karbondan arındırmak bazı zorlukları da beraberinde getirecek. Lakin buna rağmen devletlerin gelecekte kendi politikalarını hızlandırmaları bekleniyor.
Karbon emisyonunun bir diğer kaynağı ise taşıma. Bugün küresel ölçekte taşımanın sadece 2%'si 0-karbon sistemiyle çalışmakta. Lakin projeler bu oranın artmasını hedefliyor. Bu projelerin maddi yatırıma ihtiyaç duymaları, geçişi yavaşlatıyor. Karbon emisyonlu endüstriye alternatif olarak rüzgar, hidroelektrik ve hatta nükleer enerjiye ihtiyaç duyulmakta. Bu noktada fisyon esaslı, karbonsuzlaştırılmış nükleer enerji, devletler için cazip gelebilir. Lakin bunların tümü daha fazla teknolojiye, yatırıma ve değişime ihtiyaç duymakta. Teknolojinin gelişmesi için bu ihtiyaçların ve engellerin aşılması zaruri olacak.
Üretim: Bitkilerin Kendi Kendine Döllenmesi
Dünya'da insan nüfusu katlanarak artıyor. Bu artış yemek ihtiyacını da artırıyor. Yükselen erzak talebini karşılayabilmek için üretimde endüstriyel döllenme kullanılıyor. Çarkın dönebilmesi için ise yıllık 110 milyon ton nitrojen gerekiyor. Bu kadar nitrojen küresel gıda ihtiyacının yüzde 50'sini karşılamada kullanılıyor. Aynı zamanda küresel karbon emisyonunun yüzde 1-2'si de endüstriyel döllenme sonucunda salınıyor. Doğaya zararlı ve pahalı olan bu sistem, sürdürülebilir değil ve dolayısıyla alternatiflere ihtiyaç duyuluyor.
Alternatifleri oluşturabilmek için bilim adamları, doğayı gözlemliyorlar. Baklagiller ve hububatlarla yapılan araştırmalarda bilim adamları, doğal nitrojenin üretilme prosedürü ve sentezlenmesi üzerine ciddi ilerleme katettiler. Bu teknolojide yapılacak yenilik, sürdürülebilir üretimi ve karbonsuzlaştırma prosedürünü hızlandıracak.
Sağlık: Hastalıkların Nefes Sensörleriyle Tespiti
Trafik polislerinin alkol denetimini nefes vermeyle denetlediklerini birçok kez görmüşsünüzdür. Peki bu sistem hastalıkların tespiti için kullanılabilir mi? Cevabımız "evet". İnsanın nefesi 800'den fazla bileşeni barındırmakta. Son araştırmalar bu bileşenlerden bazılarının rahatsızlıklar zamanı farklılık gösterebildiklerini ortaya koymakta. Bu da dolayısıyla hastalığın tespiti için bu bileşenlerin teamülünden faydalanma fikrini ortaya koyuyor. Bireyin nefes vermesi durumunda sensör bunu algılıyor ve metal oksit yarı-iletkenlerinin elektrik direncindeki değişime esasen tanı yapıyor.
Bu sensörlerin gelecekte hastalıkları tespit etmede kullanılması, hem daha ucuz, hem daha hızlı, hem de daha etkin olacağı için tıp alanında büyük bir ilerlemeye vesile olacaktır. Tıbbi kaynakları kısıtlı olan devletler için de bu gelişim, yeni fırsatları doğurabilir. Nefes sensörü Çin'de COVID-19 pandemisi sırasında denenmiştir. Virüsün çıktığı şehir olan Vuhan'da yapılan testlerde sensörler, yüzde 95'lik doğruluk payı ile gayet iyi performans göstermiştir. Tanıda sensör teknolojisinin gelişim göstermesi ve etkili olması gereken birçok öncelikli hastalık var: Verem ve Kanser gibi. Bilim adamlarının sensörlerde ilk önce bunlara odaklanmaları gerekiyor. İkinci mesele ise doğruluk oranı. 95%'lik doğruluk payı yüksek olsa da, yüzde 5'lik hata payı ölümcül olabilir. Bu hem negatif hastalar, hem de pozitif görünüp hasta olmayanlar için geçerli. Sensör algoritmasının buna esasen tasarlanması, bilim adamlarının öncelikli meselesi olacaktır. Bu teknolojiyi geliştirmek için ise ciddi yatırıma ihtiyaç var. Devletlerin ve yatırımcıların bu meselede daha duyarlı olmaları halinde, teknolojide daha fazla gelişim sağlanabilir.
Sağlık: İsteğe Bağlı İlaç Üretimi
Herhangi bir ilacı almaya gittiğinizde eczaneci size uygun ilacı dolaptan hemen veriyor. Eczanede bulunmayan ilacı ise başka bir eczaneden veyahut depodan sipariş edebiliyorsunuz. Raflarda binlerce ilaç alınarak kullanılmayı bekliyor? Peki sadece sizin ihtiyacınıza ve dozunuza uygun şekilde ilaç üretiliseydi? Tonlarca ilacın üretimi çok büyük kaynaklar gerektiriyor. Bunların sadece bir kısmı ilaç olarak gerçek anlamda kullanılsa da, ciddi bir kısmı kullanılmadan atılıyor ve israfa dönüşüyor. Sürdürülebilir Dünya'da israfa hiçbir şekilde yer olmadığı için "isteğe bağlı ilaç üretimi" düşüncesi yaygınlaşabilir. Bununla da üretim ve saklama için daha az kaynağın harcanması ve daha az taşıma maliyeti anlamına geliyor.
Peki İsteğe Bağlı İlaçlar Nerede ve Nasıl Üretilebilir?
İsteğe bağlı ilaçları üreten portatif cihazların değeri, günümüzde milyon dolarla ölçülüyor. Teknolojik gelişmeyle bunu daha uygun fiyata yapmak ve hastanelerde, eczanelerde üretim bölümü açmak mümkün. Üretim gibi kalite-kontrol kısımlarının da olması çok önemli. Bu sistemin getirisinin yüksek olması durumunda yatırımlarla gelişim sağlanabilir. Böyle bir sistem hem sürdürülebilirlik, hem de etkinlik açısından büyük bir atılım olur.
Bağlantı: Kablosuz Sinyallerin Gelişimi
İnsanlar elektronik ürünlerle internet dünyasına bağlı hale geliyorlar. Bu bağlılık hem aygıtların birbiriyle, hem de sanal dünyayla bağlanması anlamına geliyor. Bu bağlanmanın katlanarak artması ve 3 yıl sonra 40 milyar elektronik ürünün çevrimiçi olması bekleniyor. Peki bu bağlanmanın gelişimi ne düzeyde?Geçtiğimiz yıllarda sinyallerin gelişimini gözler önüne seren bir yenilik hayatımıza dahil oldu - 5G. Bu teknoloji ile sinyallerin daha fazla menzile sahip olmaları hedefleniyor. 5G ile halefi olan 4G arasında ciddi enerji farkı var. Bu yüzden de bazıları "radyasyon tehlikesi" yüzünden 5G'ye karşı çıkmakta. Lakin yeni sinyal teknolojisi Dünyamızın gerçekliği. Bu teknoloji beraberinde yeni bağlanma fırsatlarını da getirmekte. Sinyallerin gelişimiyle elektronik ürünlerde "kablo" devrinin bir gün biteceği tahmin ediliyor. Zira bunun emarelerini kablosuz şarj özelliğiyle görülüyor. 5G Yeni fırsatlar doğurabileceği gibi sakıncalar ve sorunlar da getirebilir. Teknolojik gelişme bu sorunların çözülmesi esasında yaşanır ve bu gelişme insanlara daha fazla yaratıcılık fırsatı sunar.
Sağlık: Sağlıklı Yaşlanma
İnsanlığın yarandığı günden beri "ölümsüzlük" ve "yaşlanmama" gibi konular üzerine efsaneler yazılmıştır. Dünya nüfusunun yaşlandığı günümüzde bu konu çok daha önemli. Yaşlılık beraberinde birçok rahatsızlığı ve hastalığı getiriyor. İnsan bu rahatsızlıklardan dolayı kendisine yaşlı diyor. Gerçekçi ve bilimsel açıdan bakarsak, ölümsüzlüğe henüz erişemeyiz; lakin bu hastalıkların yaşanması üzerine çözüm üretebiliriz. Bilim adamları yaşlanmanın moleküler mekanizmasını çözerlerse, bu konuda ciddi atılım yaşanabilir. Çözüm ölümsüzlüğü değil, daha sağlıklı yaşlılığı vadediyor. Mekanizmanın çözülmesi hormonlarla oynayarak biyolojik yaşın da "geriye çekilebilmesi" fırsatını verebilir. Bu konuda 100'den fazla firma gerekli yatırımlar esasında araştırma yapmakta. Araştırmalar gelecek için umut veriyor.
Çevre: "Yeşil" Amonyak
20. Yüzyılın en büyük icatlarından sayılan endüstriyel seviyede amonyak sintezi (Haber-Bosch Prosedürü), dünya gıda üretiminin ciddi kısmında fayda sağlıyor. Lakin bu üretimin bir bedeli var. Bu bedeli yer karbon gazı salınımında görebiliriz. Dolayısıyla üretim bandını kırmadan daha çevreci sisteme geçmemiz gerek. Şirketler bununla ilgili girişimler yapmaya başladılar bile. Fertiberia firması yeşil amonyak sistemine geçerek hem sürdürülebilir, hem de çevreci üretim planlıyor. Bu planla atmosfer yıllık 400.000 ton karbon gazı salınımından kurtulacak. Gelişimin ve değişimin küresel seviyede yayılacak olması, çevremiz için heyecan verici bir gelişme.
Bağlantı: Kablosuz Sağlık Denetimi
İnsanlar arasında yaygın olan ve maalesef ki, giderek yaygınlaşan kanser ve diyabet gibi hastalıklar, rutin denetimler gerektiriyor. Teknoloji ile bu denetimler bile elektronik ortama taşındı. Lakin gelişmeler bununla da sınırlı kalmayacak. Farklı kablosuz aygıtlarla hem kan akışı, hem diğer değerler esasından hastalığın denetimi yapılabilecek. Bu teknoloji üzerine çalışan firmaların öncelikli hedefleri diyabet hastaları. Glükoz seviyesini özel kablosuz, takılabilir (lens), taşınabilir ve küçük aygıtlar vasıtasıyla ölçmeyi hedefleyen firmalar, kanser ve diğer pek çok rahatsızlık için de benzer ürünler geliştirmeyi hedefliyorlar. Bu teknolojiler bilinen hastalığın denetimiyle birlikte hastaya malum olmayan (HIV, Covid-19 veya kanser gibi) hastalıkların teşhisi için de önemli olabilir.
İnşaat: "Çıktısı Alınan" Evler
Teknoloji üretimden sağlığa, eğlenceden spora pek çok alanda etkisini gösteriyor. Teknolojinin faydalarından yararlanılan bir diğer sektör ise inşaat sektörü. Sosyal medyada sadece videolardan gördüğümüz 3D Yazıcıyla üretilen evler, artık hayatımıza girmeye başlayacak. Bu noktada bir diğer önemli özellik, evin yerel materyellerle üretilmiş olması olacak . "Sürdürülebilir Dünya" temasının inşaat boyutu olan bu düşünce, İtalya'da prototip halinde başarıyla yapıldı. Yerel materyellerle inşa düşüncesinin Mars'ta kolonileşme fikrini daha da sağlamlaştırması ve kısmen mümkün kılması anlamına geliyor. Bu sistem enerji tasarrufu yapması açısından gayet çevreci.
Bağlantı: İnternet Bağlantısında Uydu Desteği
Yer küremizin çevresinde farklı amaçlara hizmet eden irili ufaklı binlerce uydu var. Kimi uydular istihbarat faaliyetleri, kimisi televizyon yayını, kimisiyse doğa olayları ile ilgili bilgi aktarıyor. İnsanların internete bağlandığı bir dönemde uydu teknolojisinin özelliklerinden yararlanmak, bizler için büyük bir fırsat olabilir. Çünkü hücresel ağ Dünyanın yarısından daha azında etkiliyken, uydu teknolojisi ile bu farkı kapatmak ve daha etkili akış sağlamak mümkün. Bu akışın hafif ve ucuz nanouydularla yaparak erişilebilirlik düzeyini artırabiliriz. Nitekim firmalar bununla ilgili girişim ve çalışmaları sürdürüyorlar. Yakın gelecekte bu nanouydular vasıtasıyla yapılacak internet erişimi hem daha uygun, hem de daha hızlı olacak. Daha fazla insanın daha yüksek hızda ve güvenli şekilde internete erişmesi, farklı boyut ve alanlarda gelişimi de tetikleyecek.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...