Gut isimli internet dergisinde yayınlanan küçük çaplı bir araştırmaya göre; otizmli çocukların bağırsaklarında oluşan ve yeme alışkanlıklarına bağlı olmayan bakteri türlerinin çeşit ve sayılarının normale nazaran daha az olduğu gözlemlendi.
Mikrobiyom Sayısı Daha Az
Söz konusu araştırmaya göre otizmli çocuklar, sinir iletkenlerinin aktivitesine bağlı olan bakterileri çok daha az sayıda bulunduruyor. Bunun yanı sıra bu hastalığa sahip olmayan çocuklarda genellikle görülmeyen beş ayrı bakteri çeşidi de otizmli çocuklarda gözlemlenmiş durumda. Dolayısıyla otizm için özel bir mikrobik profilin olmasından bahsedebiliriz gibi duruyor. Bu durum da araştırmacılara göre hastalığın erken tedavisinin daha kolay bir hale gelmesi için önem taşıyor.
Genetik faktörleri bir kenara bırakırsak;
otizm spektrum bozukluğu rahatsızlığında bağırsak canlılarının da bir etkisi olabileceği öne sürülüyor. Bunun için ise bağırsak bakterileriyle merkezi sinir sistemi arasındaki yolun, yani bağırsak-beyin ekseni adı verilen kısmın kişinin sosyal davranışlarında ciddi etkilerinin olması kanıt olarak gösteriliyor.
Tıbbi Teşhisi Zor
[caption id="attachment_14957" align="alignnone" width="800"]
Otizmli çocukların bağırsak mikrobiyomlarında görülen çeşitli farklılıklar araştırmacılara göre hastalığın tedavisinde önemli rol oynayabilir - Startup Teknoloji[/caption]
Otizm spektrum hastalığının tespiti genellikle bir hayli zor olabiliyor. Öyle ki bunun için herhangi bir tıbbi test bulunmuyor ve teşhis sadece doktor değerlendirmesiyle mümkün oluyor.
Dolayısıyla araştırmacılar, 3-6 yaş aralığındaki otizme sahip çocuklarda yaptıkları çalışmayla bu konuda bir adım atmış durumda. Rahatsızlığa sahip çocuklardaki mikrobiyom oluşumunda daha normal bir gelişim geçiren çocuklara nazaran farklılık görülüp görülmeyeceğini keşfetmeye çalışan araştırmanın arkasında; bu bilginin erken tedavi aşamalarında yararlı olabileceğini düşüncesi yatıyor.
64 tanesi otizmli,
64 tanesi ise rahatsızlığa sahip olmayan
128 farklı Çinli çocuktan alınan dışkı örnekleriyle yapılan araştırmada; bakterilerdeki çeşitlilik, sayı ve farklı fonksiyonlar öncelikli karşılaştırılanlar yer alıyor. Dışkı örneklerindeki canlı oluşumlarıyla tamamen birbirinden bağımsız ve nispeten daha baskın bir şekilde ilişkilendirilen faktörler ise yaş, otizm hastalığı ve kilo olarak karşımıza çıkıyor. Çalışmada beslenme alışkanlıklarının sonuçları etkilemediği belirtiliyor.
Bakteriler Daha Çeşitli
[caption id="attachment_14955" align="alignnone" width="522"]
Otizmli çocukların bağırsak mikrobiyomlarında görülen çeşitli farklılıklar araştırmacılara göre hastalığın tedavisinde önemli rol oynayabilir - Startup Teknoloji[/caption]
Ulaşılan sonuçlara göre otizme sahip çocuklardaki mikroplar aynı yaş ve kilodaki rahatsızlığa sahip olmayan çocuklara nazaran çok daha fazla çeşitlilik gösteriyor. Otizmli çocuklarda
Clostridium, Dialister ve
Coprobacillus canlıları daha fazla görülürken;
Faecalibacterium sayısı ise ciddi bir düşüş yaşıyor.
Bunun yanı sıra otizmli çocuklarda bolca görülen Clostridium bakterisinin farklı çeşitlerinin birbirleriyle ilişki kurduğu ve birleşip gruplar oluşturduğu gözlemleniyor. Araştırmacıların bu noktada vurguladıklarına göre
merkezi sinir sistemine zarar verebilen clostridial toksin üretimi yapmalarından ötürü Clostridia türünün otizmle bir bağlantısı bulunuyor.
Söylediğimiz gibi otizmli çocuklardaki bağırsak canlılarının oluşumunda hastalığa sahip olmayan çocuklara nazaran ciddi bir farklılık var. Burada farklılığı oluşturan başlıca beş bakteri türü ise
Alistipes indistinctus; candidate division_TM7_ isolate_TM7c (tek hücreli organizma); Streptococcus cristatus; Eubacterium limosum; ve Streptococcus oligofermentans olarak karşımıza çıkıyor.
[caption id="attachment_14956" align="alignnone" width="800"]
Otizmli çocukların bağırsak mikrobiyomlarında görülen çeşitli farklılıklar araştırmacılara göre hastalığın tedavisinde önemli rol oynayabilir - Startup Teknoloji[/caption]
Üstelik bahsi geçen tüm bu farklılıklar daha sonrasında 8'i otizmli 10'u otizmsiz olmak üzere 18 kişi üzerinde yapılan başka bir araştırmada da onaylanmış durumda. Buradaki önemli nokta ise
nörotransmiter aktivitesine dayalı olarak görülen bakterilerin otizmli çocuklarda çok daha az görülmesi.
Diğer yandan tespit edilen yaşla bağlantılı 26 farklı bakteri türü de bağırsak mikrobiyomunun yaşa bağlı olağan gelişiminin bir parçası olarak tanımlanmış durumda. Ancak ilginç olan bu bağlantıların otizmli çocuklarda bulunamamış olması. Bu durum da hastalığa sahip çocukların yaşamlarının erken safhalarında bağırsaklarındaki canlılarının gelişiminde anormal bir durum oluşmuş olabileceğini gösterebilir.
Bir İlk
[caption id="attachment_14954" align="alignnone" width="1080"]
Otizmli çocukların bağırsak mikrobiyomlarında görülen çeşitli farklılıklar araştırmacılara göre hastalığın tedavisinde önemli rol oynayabilir - Startup Teknoloji[/caption]
Sonuç olarak söz konusu araştırma nispeten küçük çaplı bir araştırmayı temsil ediyor ve bağırsak canlılarının coğrafi bölgeye göre değişiklikler göstermesi olasılık dahilinde. Ama yine de araştırmacıların belirttiklerine göre bu çalışma ilk defa otizmli çocuklardaki
bağırsak canlılarının anormal bir gelişime uğradığını ve diğer yaşıtlarına nazaran daha geride kaldığını gösteriyor.
Araştırmacılar
sindirim sistemindeki mikrobik canlıların insanların çocuk çağlarındayken gösterdikleri gelişimin kişilerin sağlık ve büyümesi açısından kritik öneme sahip olduğunu söylüyor. O yüzden de yşamın erken çağlarında bağırsak canlılarının oluşumunda görülen dalgalanmaların otizm spektrum bozukluğu hastalığının oluşumunda işlevsel bir role sahip olabileceği belirtiliyor. Dolayısıyla da bu durumun geniş çaplı bir araştırmaya ihtiyaç duyduğunun altı çiziliyor.
Son olarak araştırmacılar; çalışmalarının dışkıdaki bakterilerin gösterdiklerine ve yaşa bağlı bakteri gelişim profiline dayanarak yapılan potansiyel bir
otizm spektrum bozukluğu oluşumu öngörüsünü desteklediğini not düşüyor. Yaşamın erken dönemindeki bağırsak mikrobiyomlarının yeniden oluşturulmasıyla ve Faecalibacterium gibi nörotransmiter sentezli bakterilerin sayısının artırılmasıyla ilgili gelecekte yapılacak olan tedavilerde otizm spektrum bozukluğunun yer alması gerektiği de çalışmada vurgulananlar arasında yer alıyor.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...