Birleşmiş Milletler, sosyal puanlama ve yüz tarama sistemleri gibi insan haklarına tehdit oluşturabilecek yapay zeka sistemlerine karşı bir şeyler yapılması gerektiği çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michele Bachelet, devletlerin, uluslararası hukuka ve insan haklarına uygun olmayan yapay zeka sistemlerine yasaklar getirmeleri gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri bu açıklamalarını ve yorumlarını ülkelerin ve şirketlerin, ayrımcılığı ve diğer kötü etkileri önlemek için uygun önlemler almadan insanların yaşamlarını ve geçim kaynaklarını etkileyen yapay zeka sistemlerini uygulamaya nasıl soktuğunu inceleyen yeni bir Birleşmiş Milletler raporu aracılığıyla yaptı.
Bachelet, insanları davranışlarına göre yargılayan hükümet “sosyal puanlama” sistemlerinin ve insanları etnik köken gibi parametrelerle kümelere ayıran belirli yapay zeka tabanlı araçların yasaklanması gerektiğini söyledi.
[caption id="attachment_21555" align="aligncenter" width="643"] Birleşmiş Milletler Tehlikeli Yapay Zekaya Karşı Çağrıda Bulundu[/caption]
Bachelet yaptığı açıklamada, yapay zeka tabanlı teknolojilerin iyilikler gerçekleştirmek için büyük bir güç olarak kullanılabileceğini, ancak "İnsan haklarını nasıl etkilediğine yeterince dikkat edilmeden kullanılırsa olumsuz, hatta yıkıcı etkileri olabileceğini" söyledi.
Yüz tanıma teknolojilerinin tamamen yasaklanmasını istemediğini belirten İnsan Hakları Yüksek Komiseri, hükümetlerin insanların yüzlerini taramayı, teknolojinin ayrımcılık yapmayacağını ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmeyeceğini kesinleştirene kadar durdurmalarını istedi.
"İnsan Haklarını Baltalama Riski Taşır"
[caption id="attachment_21557" align="aligncenter" width="810"]
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet[/caption]
Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan rapor ayrıca, insanların yüz ifadelerinden duygu durumlarını tahmin eden yapay zeka teknolojilerine karşı dikkatli olunmasını söylüyor.
Bu tarz teknolojilerin şimdilik yanlış yorumlara ve ön yargılara açık olduğunu belirten raporda:
“Kamu görevlileri tarafından, örneğin polis durdurmaları veya tutuklamalar için belirleme yapmak veya sorgulamalar sırasında ifadelerin doğruluğunu değerlendirmek için duygu tanıma sistemlerinin kullanılması, özel hayatın gizliliği, özgürlük hakkı ve adil yargılanma hakları gibi temel insan haklarını baltalama riskini taşır." ifadeleri yer alıyor.
Avrupa'daki otoriteler çoktan "tehlikeli" olarak değerlendirilen yapay zeka sistemlerine karşı adımlar attılar. Avrupa Birliği yetkilileri tarafından henüz bu yıl getirilen düzenlemeler, yüz özelliklerinin taranması gibi birtakım yapay zeka kullanımlarını engellerken, insan güvenliğini ve insan haklarını tehdit etme potansiyeli yapay zeka sistemlerini ise sıkı bir şekilde kontrol edecek.
ABD yönetimi de bu konuyla alakalı endişelerini dile getirdi fakat henüz bu konuyla ilgili bir yaklaşım belirlemiş değil.
ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo Haziran ayında düzenlediği bir konferansta:
"Yapay zekanın ayrımcı eğilimleri daha da güçlendirmek için kullanılabileceğini düşünüyorsanız, bu oldukça korkutucu. Bunun olmasına izin veremeyiz." ifadelerini kullanmıştı.
Yapay zeka teknolojileri her ne kadar hayatımızı kolaylaştırıyor olsa da, yanlış ellerde bizleri bir fütüristik distopya dünyasına sürüklemeleri de gayet olası. George Orwell'in 1984 kitabını okumak bile insanların böyle bir gelecekten korkması için yeterli. Uluslararası toplumun şimdiden bu konuda bir şeyler yapmaya başlaması ise insanların içini umutla dolduruyor.
Bu tarz diğer haberlerimize
buradan ulaşabilirsiniz.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...