BM İklim Değişikliğine Ait Yeni Bir Rapor Yayınladı

Hükümetler Arası İklim Değişikliği Panelinden gelen önemli bir rapor, önümüzdeki felaketlerin ön izlemesini yapıyor. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli, pazartesi günü yayınlanan geniş kapsamlı bir raporda, iklim değişikliğinin gezegeni değiştirdiğini ve dünyanın önümüzdeki yıllarda felaketi ve kaçınılmaz etkileri göreceğini söyledi.

Fosil yakıtlara olan bağımlılık yüzünden dünya şimdiden sanayi öncesi seviyelerin 1,09 santigrat derece üzerinde ısındı. Rapora göre, mevcut ısınma seviyelerimizde halihazırda gördüğümüz şeylerden bazıları şunları içeriyor:

Austin Texas Üniversitesi'nde ekolojist olan ve raporun bölümlerinden birinin baş yazarlarından biri olan Camille Parmesan da bazı açıklamalarda bulundu. Parmesan, "Olumsuz etkilerin çok daha yaygın olduğunu ve önceki raporlarda beklenenden çok daha olumsuz olduğunu görüyoruz" dedi.

İklim odaklı Paris Anlaşması, ısınmayı 2 santigrat derecenin altında tutmak ve 1,5 santigrat derece ile sınırlamak gibi katı hedefler belirledi. Dünyayı muazzam miktarda değişimi beraberinde getirecek olan 1,5 derece hedefine ulaştırma yolunda önemli adımlar atılacak. Ve insanlar hala gidişatı tersine çevirebilir ve ısınmayı geri getirebilir. Bunlar ile, bu hedefleri biraz aşmak bile, permafrost erimesine, sıcak hava dalgaları ve kuraklıkların artmasına ve ekosistemler sonsuza dek değişmesine neden olur. Yani bu aşım dünyaya “geri dönüşü olmayan” etkiler gelmesine sebep olabilir. Örneğin, 1,5 ve 2 derecelik hedefler arasındaki 0,5 santigrat derecelik küçük fark, 65 milyon insanın her yıl “olağanüstü” aşırı sıcak dalgaları yaşayacağı anlamına geliyor.

Bu rapor, on binlerce ayrı çalışmayı gözden geçiren 270 bilim insanı tarafından yazılan ve 2.000 sayfadan fazla olan bir rapordur. Rapor, geçen yaz yayınlanan başka bir IPCC raporunun hemen ardından geldi. Her ikisi de iklim değişikliği etrafındaki bilimin kapsamlı bir incelemesini oluşturuyor. Geçen yaz yayınlanan rapor, iklim değişikliğinin fiziğini ele alırken, bu rapor bu değişikliğin ekosistemler, vahşi yaşam ve insan toplumu üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Bu güncellemeyi kapsamlı bir bilimsel serinin bir sonraki bölümü olarak düşünmek mümkün.

İlginizi çekebilir: Küresel İklim Değişikliği Nedir? Dünya’ya Nasıl Etki Ediyor?

İklim Değişikliği Raporu ve Tahminler

Bu devam raporu da neler olup bittiğine ve gezegen ısınmaya devam ederken ne olacağı tahminine dair her türden korkunç örnekler barındırıyor. Dünyadaki canlı organizmaların yarısı şu anda iklim değişikliğinin bir sonucu olarak yaşam alanlarını değiştiriyor ve dünyadaki ekosistemleri bozuyor. Dünyanın insan nüfusunun yarısı da yılın en azından bir bölümünde su kıtlığıyla karşı karşıya. Gıda sistemleri büyük risk altında. Mevcut gidişatta giderek daha olası hale gelen 1,5 derecelik hedefe ulaşamamak, dünyadaki tarım arazilerinin yaklaşık %8'ini kullanılamaz hale getirecek. Ve daha kötü bir senaryoda, yüzyılın sonuna kadar iklimle ilgili hastalıklardan dolayı 9 milyona kadar hayatını kaybedecek.

IPCC en son 2014'te buna benzer bir dizi rapor yayınlamıştı. O zamandan beri, iklim değişikliğinin arkasındaki ilişkilendirme bilimi önemli sıçramalar yaptı. Bu da artık iklim değişikliğinin bu etkilerle nasıl özel olarak bağlantılı olduğu hakkında geçen seferden çok daha fazla şey bilindiği anlamına geliyor.

Ancak rapora göre, en kötü etkileri önleyebilme şansı hala var. Bunun için liderlerin iklim değişikliğinin bölgeleri nasıl etkileyeceğinin giderek daha fazla farkında olmaları lazım. Ayrıca liderlerin özellikle savunmasız nüfuslar için işlerin daha da kötüye gideceğini anlamaları gerekiyor.

Washington Üniversitesi'nde epidemiyolog ve raporun bölümlerinden birinin baş yazarlarından olan Kristie Ebi bir basın brifinginde sıcak havalara atıfta bulundu. Ebi, bölgeler hazırlanmazsa, birçok insanın öleceğini söyledi. Ardından, kimsenin bir sıcak hava dalgasında ölmesine gerek yok dedi. Ve aşırı hava ve iklim olaylarındaki bu artışlara bakmaya başlamak, zarar gören insanlara, çoğunlukla yoksullar ve marjinallere bakmak ve bu topluluklarda sağlığı ve refahı korumak ve geliştirmek için çabaların üstlenildiğinden emin olmanın kritik derecede önemli olduğunu, eğer bu yapılmazsa, gelecekte risklerin daha da artacağını sözlerine ekledi.