Girişimcilik ekosisteminin büyümesi ile birçok kişi girişimcilik kelimesini ve girişimcilik ruhunu incelemeye başladı. Uzun zamandır tartışma konusu haline gelen girişimciliğin doğuştan gelen mi yoksa öğrenilebilir bir kavram mı olduğunu ele almadan önce, girişimciliğin ne olduğundan bahsetmek gerekiyor.
İlginizi Çekebilir: Sevkiyatı Dijitalleştiren LojiPark Yatırım Topluyor!
Girişimcilik Nedir? Girişimcilerin Özellikleri Nelerdir?
Dijitalleşme sebebiyle inovatif fikirlerin daha da değerli hale gelmesi girişimcilik kavramı ile daha da sık karşılaşmamıza neden olmaya başladı. Girişimcilik için farklı tanımlar olmasının yanında kısaca iş hayatındaki fırsatları yakalayarak bu fırsatları yeni fikrilerle dökme ve dönüştürme işidir diye tanımlanabilir. Girişimci ise bu işi kurarak birçok riski üstlenen kişiye denmekte.
Girişimcilik hakkında yapılan araştırmalar gösteriyor ki, girişimlerin küçük bir kısmı büyük şirketler haline gelirken, yüzde 35lik kısmı tamamen kapanıyor. Sektördeki rekabeti bir kenara bırakınca, bu farkın sebeplerini araştırmada ilk faktör girişimciler oluyor. Girişimcilerin yetkinlikleri arasında ne gibi farklılıklar olduğuna ve yetkinliklerin tek başına yeterli olup olmadığına baktığımızda tartışmalı ve kesin olmayan cevaplar karşımıza çıkabiliyor. Kimi araştırmacıların girişimciliğin doğuştan geldiğini, kimisinin ise tamamen öğrenilebilir bir olgu olduğunu savunduklarını görüyoruz.
Girişimcilik Araştırmaları
Dünyanın en büyük yönetim danışmanlığı şirketi Gallup’un yaptığı araştırmaya göre girişimcilerin başarılı girişimler kurmalarının temelinde doğuştan gelen kabiliyetlerin yattığı gözlemlenmiş. Bu nedenle de Gallup’un CEO’su Jim Clifton star girişimcilerin erken aşamada keşfedilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Amaç ise doğuştan gelen girişimcilik ruhunu erken yaşta keşfederek birçok sanat ve spor dalında olduğu gibi başlangıçtan itibaren geliştirmek.
Girişimcilik çalışmaları profesörü Scott Shane girişimcilik için her iki faktörün de gerekliliğini vurgularken genlerin tek etmen olmadığını ancak girişimcilerin karakteristik özelliklerinin fark yaratmakta etkili olduğunu belirtiyor.
Girişimciliğin doğuştan gelmeyen bir olgu olduğunu savunanlar girişimciliğin çalışarak kazanılan bir eylem olduğunu söylüyor. Buradaki önemli nokta bireylerin kendini tanıyarak tutkularını açığa çıkarması. Bunun nedeni ise, ilgi alanlarına yönelik çalışan bireylerin daha geniş ve yaratıcı düşünerek ve kendilerini farklılaştırmaları. Yönetim bilimci Peter Drucker da bu düşünceyi savunarak girişimciliğin bir disiplin işi olduğunu, genlerle bir alakası olmadığını söylüyor.
Girişimciliğin doğuştan mı geldiği yoksa sonradan kazanılan bir beceri mi olduğu tartışmaya açık olsa da en çok kabul gören görüşler, genler ve sonradan kazanılan becerilerin birbirlerini tamamladığı yönünde. Örneğin, risk alabilme yetisinin önemli bir rol oynadığı girişimcilikte, genetik mirasla gelen kişiliğe ek olarak sosyal öğrenme de gerekli bulunuyor.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...