Son dönemde Huawei zorlu bir süreç yaşıyor. Temmuz ayında İngiltere hükümeti, yüksek riskli tedarikçi olarak belirtilen Huawei'den yeni 5G ekipmanlarının alımının 2020 sonrasında yasaklanacağını belirtti. Ayrıca taşıyıcıların ağlarındaki tüm Huawei 5G ekipmanlarını 2027 sonuna kadar değiştirmeleri gerektiğinin de duyurusunu yaptı. Bu karar, İngiltere'de Huawei'ye önceden verilen sınırlı izni (yüzde 35) değiştirerek gelmiştir.
İngiltere'deki taşıyıcıların O2 hariç Huawei ekipmanları kullandığı göz önünde bulundurulduğunda bu kararın ülkede 5G'nin tam anlamıyla yayılmasının kaçınılmaz olarak gecikeceğini öngörülüyor. Ayrıca Huawei ekipmanlarının çıkarılmasıyla ilgili maliyetlerin milyarlarca dolara ulaşabileceği de açıklandı.
Avrupa genelinde birçok taşıyıcının seçeneklerini gözden geçirdiği ve Huawei'nin çekirdek ağlardan çıkarılmasının zaten başladığı bir gerçektir. Ancak bu işlem çok kolay değildir. Örneğin, Vodafone, Huawei'yi Avrupa operasyonlarının çekirdeğinden çıkarmak için 200 milyon Euro (224 milyon dolar) harcıyor. Bu işlem çok zaman alıyor. Bazı taşıyıcılar diğerlerine göre Huawei'ye çok daha fazla bağımlıdır. (Örneğin, Sunrise Switzerland, %100 Huawei 5G ağına sahiptir.)
Huawei'nin RAN (Erişim Ağı) içindeki konumu da risk altındadır. Avrupa'daki taşıyıcılar, Huawei'yi RAN'larından çıkarma konusundaki İngiltere kararını izleyebilir. Ayrıca tedarikçi rekabetini artırmayı amaçlayan Açık RAN teknolojilerine yönelik büyüyen bir momentumu bulundurabilirler. Telefónica, Avrupa operasyonlarında 4G ve 5G Açık RAN denemelerinin bu yıl başlatacağını duyurdu. Vodafone'da tedarikçi seçeneklerini genişletmek ve Açık RAN teknolojisini keşfetmek için Avrupa'daki tüm operasyonlarını teklife açmayı planlıyor. Huawei olayı, Açık RAN teknolojisinin gelişimini ve benimsenmesini hızlandırmak için bir katalizör görevi görecek. Avrupa hükümetleri tarafından Açık RAN'a yönelik yasal düzenlemelerin getirilmesi ile daha da desteklenebilir.
İlginizi çekebilir: Huawei Suudi Arabistan’da Bulut Veri Merkezini Açtı
5G Yarışında Huawei, Karşılaştığı Engeller ve İlerleyen Yol
Huawei'nin Avrupa'nın tüm çekirdek ağlarından çıkarılması zamana bağlıdır. Avrupa RAN işi de belirsizliğini koruyor. Bu durum muhtemelen Avrupa'nın Çin ve ABD ile olan 5G yarışında geri kalmalarına neden olacak.
Bu arada Huawei'nin tüketici işi de geçen yıl büyük darbe aldı. ABD yaptırımları, Huawei'nin Google Mobil Hizmetlere erişimini engelledi. Bu da P40/P40 Pro, Mate 30 serisi ve Mate Xs gibi son cihazların Google Haritalar, YouTube, Gmail gibi Google hizmetlerini içermeyen Android'in açık kaynaklı sürümlerini kullanması anlamına geliyor. Huawei, bu cihazlar için kendi özgü Huawei Mobil Hizmetleri ve AppGallery'nin uygun alternatifler olduğunu iddia ediyor. Google hizmetlerinin eksikliği bu cihazların diğer ticari Android sürümlerine karşı cazibesini ciddi şekilde etkiliyor.
Huawei, aynı zamanda ABD teknolojisini kullanan yarıiletken şirketleriyle çalışamıyor. Listede Arm, Qualcomm ve Huawei'nin kendi HiSilicon için çoğu Kirin çipini üreten TSMC gibi şirketler bulunuyor. Ağustos ayında kısıtlamaların daha da sıkılaştırılması, Huawei'nin üçüncü taraflar aracılığıyla teknoloji elde etmesine izin veren (örneğin TSMC aracılığıyla) yolları kapattı. Bunun sonucunda, Huawei'nin çip ve diğer bileşenlerinin envanteri hızla azadı. Ticari bileşenlerin Huawei'ye ihracat lisanslarının verilmemesi durumundaysa Huawei'nin 2021'in ikinci yarısında yeni akıllı telefon üretebilmesi çok mümkün değil.
Peki, Avrupa'lı taşıyıcılar neden Huawei cihazlarına sahip olsunlar? Geçmişte Huawei'nin güçlü finansal kaynakları, Avrupa'lı taşıyıcı portföylerinin Huawei akıllı telefonlarla dolu olmasını sağladı. En popüler olanı hala Huawei'nin satışlarının önemli bir bölümünü oluşturan P30'dur. Ancak bu cihaz artık bir yıldan fazla süredir kullanımda ve stoklar tükenmeye başladı. Uygun bir halef olmaması ve tüketici ilgisinin azalması nedeniyle Huawei zor durumda kaldı.
COVID-19 Avrupa'yı sert bir şekilde etkiledi. Avrupa'daki birçok ülke Mart ayında farklı aşamalara girdi. Fiziksel mağazaların kapanması ve ekonomik baskıların tüketicileri kısıtlaması nedeniyle toplam akıllı telefon satışları 2020 yılının ikinci çeyreğinde yıllık %24 düşüş gösterdi. Aynı zamanda Huawei'nin pazar payı bir önceki yıla göre %22'den %16'ya düştü. Bu süreçte Xiaomi ve Oppo gibi diğer Çinli üreticiler büyük ölçüde boşalan yeri doldurdu. Piyasa şu anda bir miktar toparlanıyor gibi görünmesine rağmen Huawei'nin trajedisi karamsar bir seyir izliyor.
COVID-19 ve Ticaret Savaşlarının Etkisi: Huawei'nin Avrupa'daki Düşüşü
Sonuç olarak, Huawei'nin önümüzdeki dönemde kazanamayacağı bir Avrupa cephesinde mücadele verdiği söylenebilir. Son zamanlarda Huawei yönetimi, Japon uçağının deliklerle dolu bir fotoğrafını kullanarak yaşadığı mevcut durumun bir benzetmesini yapmaktadır - deliklerle dolu ancak hala uçuyor. İşletmeyi ayakta tutma yeteneği ve hatta Avrupa'da başarılı olma kabiliyeti dikkat çekici olsa da, bir şeyler değişmezse ve hızlı bir şekilde bir şeyler olmazsa, satışların düşmeye başlayacağı bir döneme girecektir.
Ancak, Huawei için bir umut ışığı bulunmaktadır: Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri. Eğer Joe Biden 2021'in başlarında Beyaz Saray'a girerse, Amerika ve Çin arasındaki ticaret savaşında yakınlaşma arayışı içinde olan Demokratlar nedeniyle yaptırımlarda bir gevşeme olabilir. Huawei'nin tüketici işi muhtemelen baskının hafiflediği ilk alan olacaktır ve altyapı işi ancak daha uzun bir süre sonra fayda sağlayacaktır. Ancak bu senaryo bile zorluklarla doludur. Huawei'nin bir feragatname alması ve yeniden inşa etmeye başlamasına izin verilirse bile, Huawei markası ve Çin dışındaki kamu imajı muhtemelen geri döndürülemez şekilde zarar görmüş olacaktır. Eğer Huawei gelecek 12-24 ayı sağ olarak atlatırsa, Avrupa'daki tüketicilerin ve işletmelerin Huawei ürünlerini tekrar satın almak istemesi için zor bir mücadele (belki de imkansız bir görev) olacaktır.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...