Küresel iklim değişikliği ile mücadele eden dünyamız onun yıkıcı etkilerine maruz kalmaya devam ediyor. Dünyanın yaklaşık 4,5 milyar yaşında olduğunu düşünürsek onun ilk günden bu yana pek çok değişiklik yaşadığını tahmin etmek zor değil. Yeryüzü coğrafyası ve dünyanın sıcaklığındaki doğal denge ne yazık ki her geçen gün bozuluyor.
Özellikle Sanayi Devrimi'ne kadar iklim değişikliği üzerinde büyük oranda doğal faktörler etkiliydi. Ancak sanayileşme atağı bu süreçteki insan faktörünü daha üst seviyelere taşıdı.
İlginizi Çekebilir: Twitter İklim Değişikliğini İnkâr Eden Reklamları Yasakladı
İklim Değişikliği Nedir?
İklim değişikliği, iklimin sahip olduğu ortalama durumunda birtakım değişikliklerin gözlenmesine deniyor. Yani nedeni ne olursa olsun, onlarca yıl ya da çok daha uzun süreler boyunca iklimde meydana gelen her türlü değişiklik ilkim değişikliği olarak tanımlanıyor. Ne yazık ki her bir değişiklik de ardında yıkıcı etkiler bırakıyor.
İklim sistemi, başlı başına çok karmaşık ve etkileşimli bir sisteme sahiptir. Ancak zaman zaman bu sistem içinde ya da dışında bazı değişimler gözlemleniyor. Yavaş yavaş gelişen bu süreç sonunda da yer kürenin radyasyon dengesi bozularak ilkim değişikliği gözlemleniyor.
İklim Değişikliği Yaşam Koşullarını Zorlaştırıyor
Kuzey Yarım Küre açısından iklim değişikliği incelendiğinde bazı dönemlerde iklimde meydana gelen çeşitli değişimlerin büyük etkiler yarattığı görülüyor. 1200'lü yıllarda ılıman olarak nitelendirilen iklim, dünya dengesinde yaşanan değişiklikler ile şiddetli kuraklı, yağış hatta sel gibi bazı afetlerin yaşanmasına yol açtığı görülüyor.
Yine 1500'lü yıllara bakıldığında Amerika'nın sömürgeleştirilmesi ile beraber bölge nüfusunun yüzde 10'unun yok edilmesi ve taşınan hastalıklar iklim üzerinde ciddi bir etkiye sebep olduğu görülüyor. Bugün Kenya büyüklüğündeki tarım alanları işlenemedi. Bu da tarım alanlarının ormanlaşmasına neden oldu. Bitki ve ağaçlardaki büyüme artışı karbondioksit seviyesinin azalmasına neden oldu. Böylece zincirleme reaksiyonlar sonucunda neredeyse 300 yıl süren Küçük Buzul Çağı dönemi yaşandı.
İklim değişikliği sürecindeki bu anomaliler Amerika ve Kanada'da 1800 kişinin donarak ölmesine neden olmuştur. Yaz dönemlerinde yaşanan bu felakete atfen, günümüzde bu süreç için yazsız yıl deniliyor.
İlginizi Çekebilir: İklim Değişikliğini Tersine Çevirebilmek İçin Sadece 3 Yılımız Var!
Sanayileşme Süreci İklimlerdeki Değişikliği Hızlandırdı
Öte yandan sanayileşme hamlesi ve atmosfere bırakılan sera gazı salınımlarını artması dünyanın doğal sıcaklık dengesini her geçen bozuyor. Kutupların ısınarak büyük kütleler halinde parçalanması ve beraberindeki eniz seviyelerindeki artış dünya iklim dengesinin bozulduğunun en büyük kanıtı. Uydu görüntüleri, 1979 yılından bu yana Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki deniz buzunun önemli ölçüde azaldığını gösteriyor.
İklimdeki değişikliği bitki örtüsünü ve kara hayvanlarını da etkiliyor. Son yıllarda bitkilerin olması gerekenden daha erken çiçek açtığı ve bitkilerin meyve verme zamanlarının değiştiği görülüyor. Ayrıca hayvanların yaşadığı alanların da değişime uğradığı ifade ediliyor.
Son yıllarda görülen büyük çaplı ve uzun süreli orman yangınlarının ardında da pek çok ilim insanına göre iklim değişikliği yatıyor. Türkiye'de de uzun yıllardır görülmeyen bir kış ile geçen yıl mücadele etmesi, benzer şekilde ardı ardına gelen sel felaketleri de yine iklim değişikliğinin ülkemizdeki işaretleri arasında yer alıyor.
Aynı zamanda iklimdeki anomalilerin, bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasında büyük bir etkisi olduğu söyleniyor. Konuyla ilgili bilim insanları iklim değişikliğinin patojenik hastalıkların yayılması üzerindeki etkisini araştırıyor. Böylece bulaşıcı hastalıkların %58'inin iklim değişikliğinden etkilendiğini görülüyor. Dünya çapında insanlığı etkilediği belgelenen 375 bulaşıcı hastalığın %58'inin iklimsel tehlikeler nedeniyle ağırlaştığı ifade ediliyor.
Küresel ısınma sonucunda sıcaklığın daha artmasına yol açacak başka değişikliklerin de görülmesi bekleniyor. Bunlar arasında özellikle yüksek bölgelerde bulunan sürekli donmuş toprak tabakasının (permafrost) erimesi. Bu da çok yüksek miktarlarda metan gazının açığa çıkması anlamına geliyor.
Benzer konuda çok fazla kehanet de üretiliyor. Özellikle donmuş toprakların, sıcaklıklara bağlı olarak erimesi ve ortaya bilinmeyen bulaşıcı hastalıkların çıkması gibi. İster doğulu ister batılı olsun, bu alandaki pek çok kehanete göre iklim değişikliği bilinmeyen pek çok hastalığa gebe.
İlginizi Çekebilir: İklim Değişikliği Alarm Veriyor
İklim Değişikliği ile Mücadele
Sanayileşme sürecinin olumsuz etkilerinin iklim değişikliğindeki etkisi kaçınılmaz. Bu yüzden uzun yıllardır bilim insanları dünyanın iklim değişikliği ile mücadele ettiğini ve bu süreçten olumsuz olarak etkilendiğini biliyor. Özellikle bulaşıcı hastalıklar göz önüne alındığında halk sağlığını korumak için sera gazı emisyonlarını azaltmaya acil bir ihtiyaç var. Ancak bu alanda çalışmalar devam etmesine karşın yeterli bir çözüm geliştirilememiştir.
1970'li yıllardan sonra gündeme gelen iklim değişikliğini önleme çabaları 2000'li yıllarda nihayet hız kazanıyor. Özellikle Avrupa kıtasındaki gelişmiş ülkelerin bu konuda daha hazırlıklı olduğu göze çarpıyor. Öte yandan gelişmemiş ve daha fakir ülkeler küresel iklim değişikliği konusunda çoğunlukla çözümsüz kalıyor.
Ülkemiz ise 1980'li yıllardan itibaren artan sanayi hamleleri ile çevreci bir yol izleyerek küresel iklim değişikliği ile mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...