Evren ve uzay o kadar büyük ki bazen insan zihnini zorlayabiliyor. İnsanlık tarihi bu bilinmezliği ortadan kaldırmak adına sayısız çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmalardan en büyük ve önemlilerinden biri de uzayı ve evreni incelemek adına 1990’lı yıllarda uzaya gönderilen Hubble Uzay Teleskobu’ydu. Bugün evren hakkında elimizde olan birçok görsele Hubble Uzay Teleskobu sayesinde ulaştık.
Gözümüzle görebildiğimiz kısmın uzayın sadece çok küçük bir kısmından ibaret olduğu anlaşıldı. Tamamen karanlık görünen ve hiçbir şeyin olmadığı düşünülen alanlarda bile milyonlarca galaksinin olduğu anlaşıldı. Bu nedenle Hubble Uzay Teleskobu evren ve insanlığın önemi hakkındaki görüşleri derinden etkiledi. 2.4 metre çapında bir aynaya sahip olan Hubble Teleskobu’nun yerini bu günlerde ise ayna çapı 6.5 metre olan çok daha gelişmiş bir uzay teleskobu aldı.
En Büyük ve Güçlü Uzay Teleskobu
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) geçtiğimiz Aralık ayında astronomi tarihinde önemli bir gelişmeye imza attı. Şu ana kadar tasarlanan en büyük ve en güçlü uzay teleskobu olan James Webb Uzay Teleskobu yörüngesine yerleştirilmek üzere uzaya gönderildi.
James Webb Uzay Teleskobu’nun görüntü almasını sağlayan aynaları 6.5 metre çapında. Aynaların bu kadar geniş olması teleskobun fırlatılması konusunda bazı sorunlar ortaya çıkarmıştı. Zira bu büyüklükte bir teleskobun sığabileceği bir uzay mekiği bulunmuyordu. Bu nedenle James Webb Uzay Teleskobu katlanıp açılabilen bir sistemle tasarlandı. Böylelikle teleskop küçük boyutlara getirilerek fırlatılacak ardından uzay boşluğuna çıktığında açılarak tam halini alması sağlanacaktı.
Petek Şeklindeki 18 Ayna Açıldı
25 Aralık 2021 tarihinde uzaya fırlatılan teleskobun aynaları petek şeklinde oluşuyor. Toplam 18 petekten oluşan aynaların sağ ve sol tarafında yer alan 3’er ayna kapalı bir şekilde gönderilmişti. Fırlamanın 12. ve 14. günlerinde sağ ve sol taraftaki panellerin açılması planlanıyordu. Dün akşam gerçekleştirilen işlemlerin ardından bu iki panel açıldı; böylelikle 2 – 3 katlı bir evin büyüklüğünde olan teleskop aynaları tam halini almış oldu.
Karşılaşılan Zorluklar
James Webb Teleskobu’nun bu kadar gündem olması yeni bir şey değil. Zira tasarımda yapılan düzenlemeler ve teknik sorunların üstesinden gelmek adına yaklaşık çeyrek asırdır üzerinde çalışılan bir proje. Üzerinde bu kadar uzun süre çalışılmasının en büyük iki nedeni ise şu şekilde: Teleskobun büyüklüğü ve ulaşacağı nokta. Teleskobun büyüklüğü nedeniyle origami gibi kapanır açılır bir sistemin geliştirilmesi gerekiyordu. Aynı zamanda parçaların çok hassas olması zorluklardan bir diğeriydi. Çünkü teleskobun alt kısmında yer alan ve teleskobu sıcaklıktan koruyan panellerin kalınlığı bir dosya kağıdı kadar.
Karşılaşılan bir diğer sorun ise teleskobun yerleşeceği nokta. James Webb Uzay Teleskobu dünya ile ay arasındaki mesafenin 4 katı uzaklıktaki bir mesafeye yerleştirilecek. Bu nedenle önceki teleskoplar gibi herhangi bir sorun olduğunda astronotların teleskoba ulaşarak müdahale etmesi pek mümkün değil. Hal böyleyken teleskopta yaşanacak bir sorunda problemin uzaktan çözülmesi gerekiyor.
Bundan Sonra Ne Olacak?
İki aynanın da açılmasıyla 1 aylık sürecin yaklaşık yarısı sona ermiş oldu. Bundan sonraki süreçte fırlatmanın birinci ayı tamamlanırken yönlendiriciler bir kez daha devreye girerek teleskop nihai yerine yerleştirilmiş olacak. Önümüzdeki aylarda görüntü almada kullanılan petek aynaların kalibrasyonları gerçekleştirilecek. 18 farklı aynanın tek bir ayna gibi çalışabilmesi için birçok küçük ayarlamalar yapılacak. Her şeyin beklediği gibi gitmesi durumunda önümüzdeki Haziran ayında teleskop ilk görüntülerini almaya başlayacak.
James Webb Uzay Teleskobu’nun bu kadar önemli olmasının nedeni ise insanlığa ve evrene bakış açımızı değiştirme potansiyelinin olması. Tarihte ilk defa bu kadar büyük ve güçlü bir teleskop uzaya gönderildi. Teleskopla elde edilecek görüntülerdeki nihai amaç ise evrenin oluşumunu görüntülemek. Evrenin en uzak noktalarındaki en soluk ışıklar görüntülenmeye çalışılacak. Gönderilen bu teleskop insanlık ve evren tarihindeki en büyük gizemlerin aydınlatılmasına neden olabilir. Siz bu gelişme hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizlerle paylaşabilirsiniz.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...