Son yıllarda hızlı şekilde ilerleyen dijital çağ dönüşümü bizi daha hızlı veri işlemek zorunda bırakıyor. Bu da daha fazla ve daha büyük veri merkezlerinin yanında daha fazla enerji tüketimi anlamına geliyor. Tabii bu veri merkezlerinin enerji tüketimi ve çevresel etkileri gibi sorunları da kendisiyle birlikte geliyor ve bunlara da bir çözüm bulunması gerekiyordu. Bu yüzden Microsoft daha verimli çalışarak daha fazla tasarruf sağlayan Project Natick Veri Merkezi inovasyonuna gitti.
Yüksek elektrik ihtiyacının karşılanarak ısı üretiminin kontrolü için büyük miktarda enerji gerektiren bu merkezler, çevre üzerinde olumsuz bir takım etkiler bırakabiliyor.
Bu sebeple, Microsoft bu soruna bir çözüm bulmak için Project Natick adında çok önemli bir inovasyon sundu.
İlginizi Çekebilir: Yaratıcı Kodlama Nedir?
Veri Merkezi Neden Su Altında?
Project Natick, kendi adını suyun altında yaptığı veri merkezi denemeleriyle duyurmayı başardı. Peki neden bu projeleri suyun altında yapıyor sorusuna gelecek olursak, veri merkezlerini suyun altına taşıyarak hem enerji verimliliğini arttıracak hem de çevresel etkileri azaltmak hedeflendi.
Karada olan veri merkezlerine kıyasla, su altındaki veri merkezleri hava değişimlerinden, yüksek sıcaklıklardan, oksijen ve nemden kaynaklanan korozyon ve benzeri etkilerden kaynaklanan ekipman arızalarının burada olmayacağını düşünerek bu merkezi su altına yapma kararı aldılar.
Aynı zamanda suyun altında bulunan bu alan içine giriş çıkış olmadığı için insanlar tarafından kaynaklanan arızaların da olmayacağını düşünmüşler.
Konum ve Teknik bilgi
2018 Yılında İskoçya’nın kuzeyindeki Orkney adasının denizine ve derinlik olarak 35 metrede deniz tabanına oturtulmuş bir şekilde durmaktadır.
Project Natick veri merkezinin içinde toplamda 864 sunucu, 27.6 Petabyte depolama alanı var. Bununla kalmayan Project Natick tamamen yenilebilir enerjiyle çalışıyor. 2020 Eylül’de yaptığı açıklamayla birlikte Microsoft sonuçların çok iyi olduğunu belirtmiştir. Su altı veri merkezini güvenilir daha partik ve enerjiyi daha pratik ve sürdürülebilir şekilde kullandığını belirtmiştir.
Sualtı Veri Merkezi Artıları
Veri merkezlerinin ürettiği sıcaklık oldukça fazla. Bu sıcaklık fazla olunca, soğutmak için de oldukça fazla enerji ve para harcamak gerekiyor. Oysa denizin dibi sürekli olarak serin olduğundan dolayı bu veri merkezi dışarıdaki sıcaklıklardan etkilenmiyor, bu merkezde buna bağlı olarak sürekli serin kalıyor. Bu sayede soğutma yönünden yüksek miktarda tasarruf sağlanıyor.
Diğer artıları ise su altında bulunan veri merkezi tamamen yenilebilir enerjiyle çalışıyor ve su üstünde bulunan merkezlere kıyasla 8 kat daha az sorun çıkartıyor.
Veri merkezleri çok fazla ısı üretiyor. Bu merkezse sürekli olarak serin tutulabiliyor. Bu şekilde de soğutma yönünden tasarruf sağlanıyor. Ve su altında bulunan veri merkezleri, su üstündekilere kıyasla 8 kat daha az sorun çıkartıyor.
Project Natick veri merkezi artıları da yıllarla birlikte artmaya devam etmesi planlanıyor. Merkezler kıyılara daha yakın yerlere yerleştirilerek, iletişimde gecikmeyle ilgili olan sorunları azaltacak.
Coğrafi esnekliği sayesinde şehir merkezinde veri merkezlerinin yoğunlaşmasını engeller ve deniz altında bulunduğu için doğal afetlerden daha kolay korunması sağlanır.
Son olarak
Microsoft daha fazla veri merkezi oluşturmayı planlıyor.ve tüm merkezlerde yenilenebilir enerji kullanmayı ve su altına taşıyarak 2030 yılına kadar karbon negatif bir şirket olmayı planlıyor.
Project Natick çok önemli bir girişimdir. Geleneksel veri merkezlerinin çevresel etkilerine karşı alternatif bir çözüm sunarak enerji verimliliğini artırırken, coğrafi esneklik ve dayanıklılık gibi avantajlarıyla da öne çıkar. Bu proje, gelecekte daha sürdürülebilir ve çevre dostu veri merkezi çözümleri konusunda ilham kaynağı olabilir.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...