Fizik ve Matematiğin en büyük dehası Albert Einstein’ı tanımayan yoktur. Ancak bilimin bu dahi adamının matematik ve fizik dışında da bazı buluşların altında imzası var. İşte mucidinin Einstein olduğunu bilmediğiniz şeyler.
Genişletilebilir Takım Elbise
[caption id="attachment_22152" align="alignnone" width="650"]
Genişletilebilir Takım Elbise
www.startupteknoloji.com[/caption]
Mucidinin Einstein olduğunu bilmediğiniz ilk başlığımız genişletilebilir takım elbise. Moda dünyasında değişimler geçmişten bu yana hep olmuştur. Ancak Albert Einstein ‘’ya bir gün kilo alır da giyemezsem’’ korkusu ile genişletilebilir bir takım elbise tasarlamış.
Aynı düşünceye hemen hemen hepimiz kapılmışızdır. Ya kilo alır ve bir daha bu elbiseyi giyemezsem? İşte o zaman elbisenin genişleyen olanı makbuldür. Einstein’ın genişletilebilir Bu takımının ceketinde iki adet set düğmesi mevcut. Bunlardan biri diyet günleri için, diğeri ise pizza ve çörek günleri için. Yanlış okumadınız biri diyet, diğeri diyet olmayan günler için de denebilir.
Bunun yanı sıra yan taraflarında genişleyebilen, değişik ve garip tasarımlı kol oyukları mevcut. Modaya önem vermeyen, aykırı bir adam için bu pek garip bir buluş değil mi? Ancak kendisinin söylediği gibi; "Evreni, genişleyen bir şey olarak kabul ettikten sonra, örgülü çizgileri giymek kolay geliyor.”
Ses Kaydedici
[caption id="attachment_22153" align="alignnone" width="1920"]
Ses Kaydedici
www.startupteknoloji.com[/caption]
Radyo ve film 1930'lu yıllarda oldukça revaçta idi. Bilimin dehası Albert Einstein da tam bir sinemaseverdi. Sinema filmleri izlemek onun için adeta bir tutkuydu. Hatta İngiliz aktör Charlie Chaplin'le çok sağlam bir dostluğu vardı. İşte belki de bu yüzden, Einstein’ın sesi kaydetmek için bir cihaz düşünmesi sürpriz bir gelişme sayılmaz.
Zaten fizik ve matematikle ilgili, bilime de gönül vermiş bir Einstein için bu hiç de zor olmadı. Elektromanyetik cihaz üretmeyi bilen biri olduğundan, elektromanyetik ses üretme cihazını üretmesi de kolay oldu. Bu başlangıç aşamasından sonra Albert ve Alman mühendis Rudolf Goldschmidt ortaklaşa çalışmalara yürüterek, benzer cihazlar üretmeye devam ettiler.
Kendinden Ayarlı Kamera
[caption id="attachment_22154" align="alignnone" width="1024"]
Kendinden Ayarlı Kamera
www.startupteknoloji.com[/caption]
Albert Einstein, tüm bu çalışmaların ortasında, sinema ve görsel teknolojiye ilgisi de oldukça bulunuyorken otomatik olarak ayarladığı ışık miktarına dayanan bir kamera fikrini ortaya attı.
Bu fikrin ortaya atılmasının ardında da bilimin deha adamı Einstein, Alman mucit Gustav Bucky ile bu alanda iş birliği yaptı. İkilinin çalışmalarının ardından Bucky, otomatik ayarlama yapan çok sayıda kameraya patentine imza attı.
Einstein bu alanda çalışmalarına, dostu Bucky’den de destek alarak devam etti. Kodak, patentini verdikten beş yıl sonra, kendi elle ayarlanan fotoğraf makinesi "elektrikli göz"ü piyasaya sundu.
Einstein & Szilard Buzdolabı
[caption id="attachment_22157" align="alignnone" width="650"]
Einstein ve Szilard Buzdolabı Şeması
www.startupteknoloji.com[/caption]
Albert Einstein Naziler Almanya’da hüküm sürmeden önce, Almanya’da insanların toksik dumanları sızdıran ve bu dumanla insan ölümlerinin meydana geldiği bir teknolojiyi araştırıyordu. Bu buzdolabı çalışma anında toksik dumanlar yayıp insanları öldürüyordu. Bu da bilimin faydalısına inanan Einstein’ı oldukça üzüyordu.
Kolları sıvadı ve daha güvenli bir buzdolabı icat etmek için çalışmalara başladı. Fakat bunu tek başına yapması imkânsız olmasa da biraz zaman alacak bir şeydi. Ancak zaman yoktu. Çünkü toksik dumanla can alan buzdolabı can almaya devam ediyordu. Öğrencisi Szilard’ı kendine yardımcı olarak seçti.
Amaç, sabit bir basınçla çalışan, hareketli parçası olmayan ve kesinlikle toksik duman yaymayan bir buzdolabı yapmaktı. İkili çalışmalarını yaptılar ve sonunda tasarım için 45 farklı patent aldılar.
Yaptıkları buzdolabının, içini soğuk tutması dışarıdan ısınması ile mümkün oluyordu. Bu da, elbette güneş ısıtmalı buzdolabı yapılabilir mi, sorusunu akla getiriyor değil mi? Kimbilir belki o da mümkündür.
Anlaşılan o ki, yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Albert Einstein, matematiğin ve fiziğin ötesinde bir deha idi. İnsanlığı ve günümüz teknolojisine katkıları oldukça fazla. Bugün sahip olduğumuz teknoloji bilimin, bilim ise bu dehaların üzerine inşa edilmiş bir dünya adeta. Bakalım bu dünya, geçmiş bilimin zemin hazırladığı daha hangi teknolojileri bize sunacak. Yaşayıp görelim.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...