‘’ Müşteri her zaman haklıdır’ ’Müşteri velinimetimizdir.”
Müşteri deneyimi kavramı son yıllarda çok fazla duymaya alışık olduğumuz bir kavram olarak gözükse de aslında Türk Kültürünün yıllar boyunca içinde bulunduğu toplumsal sosyalleşme, alışveriş kültürünün yansımalarını gösteren çok önemli bir değerdir. Türk insanın diğer toplumlardaki gibi yaşam süreçleri içerisinde olan tüketici ve satıcı ilişkisini çok değerli Atasözlerimiz ile zaman zaman karşımıza çıktığında görebilir fakat anlam kısmında çok bir bağlayıcılığını göremeyebiliriz. Ticaret şeklinin değişmesi, teknolojinin ilerlemesi, Pazar kavramının dijitalleşmesi ile değişen jenerasyonların Türk kültürüne batılı etkisini her alanda değişimlerini gözlemlemekteyiz. Bu değişimin doğru ve güzel yanlarını alarak uyguladığımız ticaretin ve insan ilişkilerinin kültürümüz uygun şekilde işlenmesi ile aslında var olan Türk Ticaret kültürü ve İnsan ilişkileri kavramını ve ticareti yeniden şekillendiriyoruz.
Atasözleri ataların deneyimleri ve gözlemlerine dayanarak söyledikleri, insanlara mal olmuş öğüt verici nitelikteki kısa, özlü sözlerdir (Püsküllüoğlu, 1995). Temel görevi, kültürü yeni kuşaklara kulaktan kulağa aktarmak ve böylelikle kültürün yenilenerek üretilmesini sağlamak (Karadağ, 2013:109) olan atasözleri, bir milletin maddi ve manevi kültürünü, yaşadığı ortamı ve yaşam koşullarını yansıtan bir kültür mirasıdır (Aksan, 2002). Bu haliyle atasözleri sosyoloji, felsefe, tarih ve folklor gibi birçok yönden analiz edilmeye değer dil yapılarıdır (Aksoy, 1988:131). Çünkü atasözlerini anlamak toplumu anlamak, toplumu anlamaksa kültürü anlamak demektir (Friedman, 2006). Bu yüzden atasözlerinin tematik olarak incelenmesi, toplumun incelenen tema hakkındaki bakış açısını ortaya koymakta (Karadağ, 2013:110) ve atasözlerini önemli birer veri kaynağına dönüştürmektedir (Batur, 2011:577).
Türk alışveriş kültüründe iş ahlakı konusuna ayrı bir önem verilmiştir. Alışverişin temel mekânı olarak dükkân kutsallaştırılmış (Dükkân kapısı hak kapısıdır.) ve alışveriş sürecinin hakkaniyetli bir biçimde işlemesi gerektiğinin altı defalarca çizilmiştir. Ticaret erbabına işine saygı duyması, işini doğru yapması gibi bazı betimlemeler ile Tüketicinin, pazarın ve satıcının önemine dikkat çekilmektedir.
Yapılan araştırmalarda Türk Kültüründe Atasözü olarak atalarımızdan bize geçen 118 atasözü bulunmaktadır. (Müşteri Deneyimi ve Ticaretin kültürümüzde olan çok değerli Atasözlerinin bazılarını örnekler ile paylaşmaya çalışacağım.
Kaynak: Tüketici ve Tüketim Araştırmaları Dergisi- Çiğdem BAŞFIRINCI
CX Müşteri Deneyimi Türk Atasözleri Örnekleri
Müşteri Her Zaman Haklıdır
Müşterinin önemini ve ne olursa olsun müşterinin haklı olması gerektiğini anlatan çok sık kullandığımız bir atasözü. Devir değişse de değişmeyecek bir kuralın Müşterinin her zaman haklı olduğudur. Satıcının hiçbir koşul ve neden sebep ilişkisine girmediği her durumda müşterinin yanında olmamız gerektiğini anlatan çok önemli bir atasözü. Kaybettiğiniz müşterinin haksız olması size ne kazandıracağını düşünmeniz gerekir.
Malını övme, pazarını öv.
Bu atasözünde de aslında günümüze ışık tutacak ve sanki önceden ürün ve hizmetin ne kadar da değersizleşeceğini bizlere gösteren bir atasözü. Ayrıca satıcının kendisini övmemesinden çok müşterinin onu övmesi gerektiğini günümüzde sosyal medya ve ürün yorumlarında çok haklı bir atasözü olduğunu görüyoruz. Siz değerli ve güzel bir hizmet sağlamanız durumunda ürününüzü çok fazla övmenizin çok da manası olmadığı açıkça görünüyor.
Çarşıda mum pahalı, körün neyine?
Bu atasözünde de yanlış konumlandırma ile müşterilerinize odaklanmanın sizlere bir faydasının olmayacağını anlatan çok güzel bir atasözü. Müşterinin fiyat,hizmet,kalite algısını ve deneyimini doğru konumlandırılması gerektiği vurgulamaktadır.
Alışın oğlu veriştir.
Buna göre alışveriş eylemi iki taraflı bir süreçtir ve eylemin doğası gereği tarafların birbirine karşılıklı biçimde muhtaç olduğu ifade edilmektedir. Diğer yandan karşılıklı nitelikteki bu süreçte atasözlerinin bir kısmı mal arzının talep üzerindeki etkisini vurgularken, bir kısmı ise arzdan çok talebi yani satıcıdan çok alıcıyı öne çıkartmakta ve müşterinin alışveriş sürecindeki stratejik önemini vurgulamaktadır. Müşteri deneyiminin önemi bu atasözünde de açıkça görünmektedir.
Satılık ziftin olsun (Çanakta balın olsun) (Pekmezin olsun), Selânikten kel gelir (Yemen’den (Bağdat’tan) arı gelir), (Antakya’dan sinek gelir).
Görüldüğü üzere, bu atasözlerine göre alışverişte arzın oluşmasında belirleyici güç talebin varlığı ve yeterliliğidir. Her arzın kendi talebini yarattığı dönemin izlerini aşağıdaki atasözlerinden görmek mümkündür. Müşterilerinize yaşatacağınız mükemmel deneyim sonrasında sizden almak isteyecek müşterinin çok fazla olduğunu yaşatacağınız deneyim zincirinin mükemmel ilerlemesine önem verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Alıcıdan yana söylemek sünnettir
Müşteri önemini ve müşterinin avukatı olmak konusunda yanında olmanın ne kadar değerli bir kavram olduğunu bu kavramın dini olarak da bizlere yapılması hoş olan kurallarımız arasında olduğunu göstermektedir.
Anadolu’daki çarşı esnafının yıllardır süren bir gelenek olarak duvarlarına astığı “Müşteri velinimetimizdir.” tabelası da yine müşteri odaklı yaklaşımın Türk alışveriş kültüründe görmüş olduğu kabule ilişkin bir gösterge niteliğindedir ve yukarıdaki bulguları desteklemektedir. Türk alışveriş kültüründe iş etiği konusuna ayrı bir önem verilmiştir. Alışverişin temel mekânı olarak dükkân kutsallaştırılmış (Dükkân kapısı hak kapısıdır.) ve alışveriş sürecinin hakkaniyetli bir biçimde işlemesi gerektiğinin altı defalarca çizilmiştir. Ticaret erbabına işine saygı duyması, işini doğru yapması gerekmektedir.
Yanlış pazar (örtük pazar/şüpheli pazar) dostluğu (mideyi) bozar
Müşteri ile esnaf (satıcı) arasındaki GÜVEN duygusunun önemi bu atasözünde de çok güzel şekilde anlatılmaktadır. Bu konuda şüphenin olmaması oldukça önemlidir. Daha öncesinde yaşanan deneyimlerin toplam faydası şüpheleri ortadan kaldırılacağını güven dayalı ilişki ile ticaretin sağlıklı şekilde yapılabileceğine güzel bir örnektir.
Sonuç:
Sonuç olarak değişim içerisinde teknolojinin talep, istek ve ihtiyaçların değişmesi ile ticaret yapış şeklimizin ya da bir mal veya hizmete olan talep şeklimiz değişmiş olabilir. Değişmeyen bir kavram ise insan duygu ve düşüncelerinin ne kadar farklı şekillere dönüşse de kültürümüzden gelen bazı alışkanlıklarımızın yeni dönemde de devam etmesi ve edecek olmasıdır. Müşteri memnuniyetine önem veren, ticari ahlaka sahip satıcı kavramı ile harmanlanmış bir kültürün torunları olarak Müşteri Deneyimi ve mezuniyetine önem vermeye ve bu kavramı sadece bir söylem olarak kullanmamaya devam etmememiz gerektiği görülmektedir. 118 Atasözünün de ortak görüşü Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri Deneyiminin önemini vurgulamaktadır. Bu vurguyu yapan atalarımızın yaşadıkları dönemde elde ettikleri deneyimler ve sonuçları aslında Müşteri Deneyimi kavramını çok daha iyi bilen fakat bazı değişimler ile unutmaya yüz tutmuş kavramlarımız geliştiği görülmektedir.
Müşteri, satıcı ve Pazar kavramlarının yıllar geçse de özünde aynı olduğunu gördük ve görmeye devam edeceğiz.
‘’ Mutlu müşteri markanın geleceğine yapılacak bir yatırımdır ‘’
İlginizi Çekebilir: Müşteri Deneyiminde Duygu ve Algı Yönetimi!
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...