Uzay, boş olduğu düşünülse de içerisinde galaksiler, yıldızlar, gezegenler, gazlar, elektromanyetik radyasyon, tozlar ve daha birçok gök cisimlerini bulunduran sürekli olarak genişlemeye devam ettiği ve sonsuz olduğu düşünülen boşluğa benzeyen sert ve vakumsu bir ortamdır. Aynı zamanda sonsuz olduğu düşünülse bile bunun hakkında kesin bir yargıya varılmamıştır.
Uzay ülkemizde feza ismiyle de anılmaktadır. Dünya atmosferinden ve yüzeyini de kapsayarak, dünyanın ötesine uzanan tüm kozmosu da kendi içinde barındırır. Uzayın sınırları tam olarak bilinmemekle birlikte düşük yoğunluk ve yüksek radyasyon seviyesine ek olarak atmosfer yokluğu olarak karakterize edilmektedir. Uzayın sınırlarının başlangıcı için farklı görüşler bulunmaktadır. Genel tanımlara bakacak olursak, 100 km bir yükseklikte başlar ve diğer ucunun nerede bittiği bilinmemekle birlikte uzay boşluğunda ilerler.
Uzayda çok büyük araştırma ve keşif alanı bulundurmaktadır. Yerçekimi, atmosfer ve yeryüzü gibi şartların etkisinden dolayı yapamadığımız birçok araştırma ve keşif bulunmaktadır. Uzaydaki ortam sayesinde de birçok araştırma ve keşif yapmak mümkün olmaktadır. Bu keşif ve araştırmalar sayesinde de güneş sistemi, galaksimiz ve evren hakkında daha fazla bilgiye sahip oluyoruz. Bunların yanında uzayı çeşitli kullanma alanlarımız vardır. Bunların arasında uydu teknolojisi, haberleşme, navigasyon, ve meteoroloji gibi birçok alan örnek verilebilir. Büyük Patlama’dan sonra kozmik fon radyasyonuyla belirlenmiş uzay boşluğunun sıcaklığı 2.7 Kelvin’dir. Yani −270,45 °C’ye denk gelmektedir. Teleskoplar aracılığıyla yapılan gözlemler sonucunda gözlemlenebilir evrendeki kütle enerjisinin yüksek oranı karanlık enerjidir. Bunun yanı sıra Evren içerisinde %4.9 normal madde, %26.8 Karanlık madde ve %68.3 karanlık enerji bulunduğu tahmin edilmektedir. Galaksiler, evrenin çoğunu kaplasa da yıldız sistemleri ve galaksiler bile yüksek oranda boş uzaydan oluşmaktadır.
İlginizi Çekebilir: Starship Uzay Aracı İlk Yörünge Uçuşuna Hazırlanıyor - StartupTeknoloji
Uzay Etik ve Hukuku
Uzayın keşif ve teknolojilerinin sunduğu potansiyel bizler için çok fazladır. Her ne kadar fazla olsa da, bu keşif ve teknolojiler geliştirilirken yan etkenleri de göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Uzaydaki insanlar ve uzaydaki araçlarının bıraktığı atıklarla birlikte sürdürülen aksiyonlar da çevresel etkilere neden olabilir. Bunun sonucu olarak da uzayda çevreyi korumak için belirli standartlarda önlemler alınması gerekmektedir. Uzayda olan devlet veya kuruluşların da etkinliklerinin bir sistem dahilinde düzenlenmesi gerekmektedir. Uzaydaki etkinliklerle ilgili olarak birçok ülke tarafından imzalanmış uluslararası anlaşmalar ve yasalaşmalar bulunmaktadır. Bu anlaşmalar neticesinde uzayda yapılacak olan faaliyetlerin sınırlarını, çevrenin korunması için gerekli standartları ve uzayda elde edilen kaynakların kullanımı ve uzaydaki yaşamın nasıl düzenleneceğini belirlemektedir.
Uluslararası Uzay Anlaşması 1967’de imzalanmıştır. Bu anlaşmayla birlikte aynı uluslararası sularda olduğu gibi herhangi bir ulusal egemenliğin bulunmadığı ve insanlığın tümünün faydalanabileceği bir ortam olduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte uzayda silah kullanılması ve bulundurulması yasaktır. Bu anlaşma uzayda barışın korunması için çok önemlidir.
Bu anlaşma dışında bir diğer anlaşma ise Uzay Çerçeve Anlaşması’dır. Faaliyetler hakkındaki genel ilkeler belirlemektedir. Bu anlaşma sayesinde uzaydaki faaliyetlerinin barış yanlısı olarak yapılması ve insanlığın yararına olması hedeflenmektedir. Bunların yanı sıra uzayda bırakılan atıkların da kontrolü ve devletlerin işbirliği yapmaları yer almaktadır.
Belirlenmiş olan yasalar ve anlaşmalar uzay üzerinde verilen önemli kararlara ciddi anlamda yön vermektedir ve yardımcı olmaktadır. Bu şekilde de daha rahat şekilde uzay faaliyetlerinin sürdürülebilir şekilde devam etmesi amaçlanmaktadır. Uzay her ne kadar fazla kaynak sunuyor gibi gözükse de kaynaklar sınırlıdır ve çevresel etkilerin değerlendirilmesi, kaynakların doğru kullanımı ve yaşamın devamı için bu yasalar önem arz etmektedir.
Sonuç
Uzay keşif ve teknolojileri bizler için yüksek bir potansiyele sahiptir ancak uzaydaki faaliyetlerin devam edebilmesi ve uzay ortamında saygı oluşturabilmek için belirli çevre koruma, yasalar ve anlaşmalar gibi konuların düzenli olarak geliştirilmesi gerekmektedir. Bu konulardaki çalışmalar insanlığın gelecekteki faaliyetlerini ve kararlarını kolaylaştıracaktır.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...