Yankı olduğu zaman içinde bulunduğumuz ortamı daha geniş hissederiz. Yankı tamamen kesildiği zaman ise kendimizi sanki bir tabutta gibi çok dar bir alanda hissetmemize sebep olur. Bununla birlikte etrafımızda her zaman duyduğumuz sesleri duymamaya başlıyoruz. Bu ekstra sessizlikten kaynaklı olarak da hiçbir zaman duymadıklarımızı duymaya başlıyoruz.
Sessizlik oranı arttıkça algılarımız da açılarak daha kısık sesleri bizim algılamamızı sağlıyor. Bunlar kıyafetlerimizin hışırdamaları, ağzımızdaki en ufak harekette bile duyabileceğimiz şıpırtılar gibi sesler oluyor. Hatta kanın beynine giderken çıkardığı sesi, kendi kalbinin atışını duyduğunu söyleyenler bile var. Fakat insan kendi evriminde sürekli olarak doğa içerisinde bir fon sesine maruz kalmıştır. Bu yüzden de tamamen sessiz olan bu oda içerisinde kesinlikle adaptasyon sağlanmamaktadır. Hatta bu oda içerisinde en yüksek kalma rekorunun 45 dakika olmasını da bunun en büyük ispatı olarak neticelendirebiliriz.
Sessizliği sevdiğini düşünenler için bu oda kulağa başlarda çok hoş gelse de girdikten sonra kesinlikle öyle olmuyor. Bazı kişilerde oda içerisinde baş dönmesi ve panik atak gibi sorunlar da yaşanmaktadır. Odada geçirilen belirli bir zamandan sonrasında algı bozukluğu giderek artarak halüsinasyonlar görmeye başlanabiliyor. Sessizliğe karşı astronotlarını hazırlamak isteyen NASA bile halüsinasyon testleri için burayı kullanıyor.
Ortalama ses desibellerine yakından bir bakış atacak olursak ise, kütüphane ortamı gibi sessiz olarak nitelendirdiğimiz ortamlarda ortalama olarak 30-40 dB arasında bir ses düzeyi bulunmaktadır. Daha aşağıdaki seslere baktığımızda ise bir yaprak hışırtısının çıkarttığı ses ise ortalama olarak 10 dB düzeyindedir. Bahsettiğimiz bu seviyeyi biraz daha düşürüp artık duyma sınırının başlangıcına kadar seviyeyi düşürdüğümüzdeyse 2 dB olan kalp atışımızın sesi sıralamaya dahil oluyor. İnsanın duymak için minimum alt düzey sınırı 0 dB olarak belirlenmiş olsa da, bu dB altındaki sesler de bulunmaktadır.
Oda Tasarımı ve Amacı
Öncelikle dünyanın en sessiz odası olarak bilinen bu yer, ABD’nin Minneapolis kendinde yer alan Orfield Laboratuvarı’nda bulunmaktadır. Yankısız oda, orijinal ismiyle “anechoic chamber” olarak bilinmektedir. Oda içerisinde uygulanan ses yalıtımı 1 m2 başına 1000 kg’dan daha fazla ses yutucu malzeme kullanılarak yapılmıştır. Duvar kalınlığı ise ortalama olarak bir metre civarındadır.
Oda tasarımındaki asıl amaç, Microsoft cihazlarının teknolojisini test etmektir. Sözünü ettiğimiz odanın içerisinde ölçülen en düşük ses –20.6 oldu. Bu sessizliğe ufak bir bakış atmak gerekirse, gözlerinizi oynattığınızda yuvalarında çıkarttığı sesi bile duyabiliyorsunuz. Desibel seviyesi sayesinde Guinness rekorlar kitabına girerek sessizlik rekorunu da kırmıştır.
Odanın tasarımında tamamen yankıdan arındırılacak malzemeler kullanılmıştır. Malzemeler odanın tam anlamıyla her yerinde; tabanından, tavanına kadar yer almaktadır. Alt tabanda bile mevcut olan yankıdan arındırılmış izolasyon sayesinde attığınız hiçbir adımı duyamıyorsunuz. Belirli bir süre sonra ise yer yön kavramınızı tam anlamıyla kaybederek oda içerisinde oturarak vakit geçirmek zorunda kalıyorsunuz.
İlginizi çekebilir Nanoteknoloji Nedir? Nasıl kullanılır? - StartupTeknoloji
İlginizi çekebilir The LOUDEST vs QUIETEST Room In The World - YouTube
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...