Purdue Üniversitesi araştırmacılarının keşfi, yaşam ve yaşamın Dünya üzerindeki kökenlerine ışık tutuyor. Ayrıca tıbbi kimya reaksiyonlarını geliştirerek hayat kurtarmaya da yardımcı olabilir.
Yaşamın ortaya çıkışının kimyası, yalnızca organik, karbon içeren moleküllerin DNA gibi büyük, kendi kendini kopyalayan moleküllere bağlanmaya başlama ve yaşamı oluşturma şekli bir sır evet. Ancak bilim adamları kimyadan biyokimyaya bu eski geçişin Dünya'nın antik okyanuslarında gerçekleştiğine inanıyorlar. Ama burda bir sorun var.
Biyokimya ve organik yaşam sıvı suya ihtiyaç duysa bile, yaşamın ilk yapı taşlarını oluşturmak için gerekli kimyasal reaksiyonlar tamamen suya doygun bir ortamda gerçekleşemez. İlginç değil mi? Haberimizin detaylarına geçmek için sabırsızlanıyorum.
İlginizi Çekebilir: Bilim İnsanları Robotlar için ‘Canlı Deri’ Üretiyor
Bilim İnsanları Yaşamın Kökeninin Arkasındaki Kimya Hakkında Ne Dedi?
İnsanlar da dahil olmak üzere sayısız yaşam formunun şimdi var olması, yaşamın bir yolunu bulduğuna dair yeterli kanıt aslında. Ama bu kökenin ardındaki kimya ne olabilir? Purdue Üniversitesi Analitik Kimya Profesörü Graham Cooks bu bulmacayı çözmüş olabilir.
Pazartesi günü Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı'nda yayınlanan yeni bir makalede, Dr Graham ve Purdue Dylan Holden ve Nicolas Morato'daki meslektaşları, araştırmalarının sonuçlarını, peptit moleküllerini, yaşam için gerekli molekülleri oluşturmak için gerekli kimyasal reaksiyonları gösteren sonuçlarını anlatıyor.
Su ve hava arasındaki o ince film, önemli kimyasal reaksiyonların gerçekleşmesine izin vermeye yetecek kadar kuruluk sağlıyor. Araştırmacıların ilgilendiği kimyasal reaksiyonlar da, amino asitlerin daha büyük peptit molekülleriyle birleştirilmesidir.
Amino asitler, daha karmaşık biyokimyaların yapı taşlarıdır. Amino asitler, peptitleri oluşturmak için 50'ye kadar zincir halinde birbirine bağlanan basit, karbon bazlı moleküllerdir. Daha uzun amino asit zincirleri, proteinleri oluşturmak üzere birbirine bağlanan polipeptitleri oluşturur.
Amino asitler, yaşamın yaratılmasına yol açmayan ve zorunlu olmayan kimyasal reaksiyonlardan oluşabilir. Şunu da belirtelim ki, hayatın bir parçası olarak amino asitler çok önemlidir. Adenozin, sitozin, guanin ve timin amino asitleri DNA'nın omurgasını oluştururken, polipeptitler insülin gibi hormonları oluşturur ve kolajen gibi proteinler vücudumuzun yapısını oluşturmaya yardımcı olur.
Ancak amino asitlerin bağlanıp peptit zincirleri oluşturması için bir su molekülünden vazgeçmeleri gerekir. Bu da, okyanusun ıslak dünyasında bilim adamlarına imkansız görünen bir şey.
Ancak Dr Cooks ve Purdue'deki meslektaşları Dylan Holden ve Nicolas Morato, çarpışan dalgalar veya sıçrayan akıntılar tarafından oluşturulan küçük su damlacıklarının yüzeyinin, amino asitlerin bu bağları oluşturabileceği ve daha büyük moleküllerin oluşmasına izin veren bir ortam sağladığını gösteriyor.
Dr Cooks, “Aslında bu, yaşamın kökeninin arkasındaki kimyadır” dedi. "Bu, ilkel moleküllerin, basit amino asitlerin, kendiliğinden saf su damlacıklarında yaşamın yapı taşları olan peptitleri oluşturduğunun ilk kanıtıdır." ifadelerinde bulundu.
Dr Cooks, "Damlacıklardaki reaksiyon oranları, aynı kimyasalların toplu çözeltide reaksiyona girmesinden yüz ila bir milyon kat daha hızlıdır" dedi. "Damlacık kimyasını kullanarak, yeni kimyasalların ve potansiyel yeni ilaçların sentezini hızlandırmak için şu anda Purdue'da kullanılan bir cihaz yaptık."
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...