Yer kabuğu ile ilgili bu çalışma,gezegenimizin jeolojik geçmişine ışık tutuyor! Penn State araştırmacıları tarafından yürütülen yeni bir çalışma mevcut.Bu çalışma, yer kabuğunun yaklaşık 3 milyar yıl önce hızla oluştuğu ve daha sonra büyümesini yavaşlattığı yönündeki yaygın teoriye meydan okudu! Çalışma, Geochemical Perspectives Letters'da yayınlandı. Kabuğun da milyarlarca yıl boyunca, altındaki manto tabakasıyla senkronize olarak kademeli olarak gelişmeye devam ettiğini öne süren bir çalışma.
Araştırmacılar, bu bulgunun gezegenimiz hakkındaki temel bir gizemi çözmeye yardımcı olabileceğini belirtti. Aynı zamanda da diğer gezegenlerin oluşumuna da ışık tutabileceğini ifade etti. Yer kabuğu ile ilgili bu çalışma hakkında detaylar haberimizde!
İlginizi Çekebilir: NASA’nın Gezegen için İddialı Görevi: Asteroit Bennu!
Mevcut Teori ve Yeni Teori
Mevcut teoriye göre Dünya, 3 milyar yıl önce tektonik plakalara ani bir geçişe kadar hiçbir tektonik aktiviteye sahip olmayan durgun bir kapak gezegeniydi. Ancak yer bilimleri yardımcı doçenti ve çalışmanın baş yazarı Jesse Reimink, yeni çalışmanın durumun böyle olmadığını gösterdiğini belirtti.
Bu teoriyi test etmek için araştırmacılar, dünya çapındaki bilim adamları tarafından jeokimyasal içerikleri ve yaşları açısından analiz edilen, Dünya'nın kaya kayıtlarına ait 600.000'den fazla örnekten oluşan geniş bir veritabanı kullandı. Araştırmacılar, kaya kayıtlarının, hızlı oluşum teorisini desteklemek için kullanılan maden kayıtlarından daha güvenilir olduğunu, çünkü bu kayıtların daha hassas olduğunu ve zaman ölçeklerinde daha az önyargılı olduğunu ifade etti.
Araştırmacılar, veri tabanındaki magmatik kayaların zamanla hava koşulları, erozyon, çökelme veya yeniden erime gibi çeşitli süreçlerle ne kadar yeniden işlendiğini ve yeniden biçimlendirildiğini tahmin etmek için yeni bir yöntem geliştirdi. Aynı kayanın zaman içinde nasıl farklı şekillerde değişebileceğini göstermek için de deneysel verileri kullandılar. Ardından da her kaya örneğindeki çökeltilerin oranını hesaplamak için matematiksel araçlar uyguladılar. Bu bilgiyi kullanarak kaya kaydındaki yeniden çalışma oranını kalibre ettiler. Ardından da zaman içinde ne kadar yeni kabuk eklendiğini gösteren Dünya'nın kabuk büyüme eğrisini hesapladılar. Bu eğriyi diğer uzmanların maden kayıtlarından elde ettikleri eğriyle karşılaştırdılar.
Sonuç Şaşırtıcıydı
Sonuç şaşırtıcıydı! Kaya kayıtlarına dayanan kabuk büyüme eğrisi manto büyüme eğrisiyle eşleşiyordu. Bu da iki katman arasında bir korelasyon olduğunu gösteriyordu. Bu, 3 milyar yıl önce kabuk büyümesinde ani bir değişiklik olduğu fikriyle çelişiyor ve hem kabuğun hem de mantonun daha kademeli bir evrimini destekliyor.
Araştırmanın, gezegenimizin zaman içinde nasıl oluştuğuna ve değiştiğine dair anlayışımızı geliştirdiği belirtildi. Ancak kesin olmadığı da belirtildi. Halen verilerde birçok boşluk ve yöntemlerde belirsizliklerin bulunduğunu söyledi. Ayrıca mevcut verilerin daha fazla analiz edilmesinin, tektonik plakası olmayan ve erken Dünya'ya benzeyebilecek Venüs gibi diğer gezegenlerin keşfedilmesine yardımcı olabileceğini de söyledi.
Reimink'in araştırması, milyarlarca yıl boyunca kaya kayıtlarının yeniden işlenmesine odaklanarak öncelikle Dünya kabuğunun evrimini araştırıyor. Zhengbin Deng ve ekibi tarafından Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma ise, manto konveksiyonu ve plaka tektoniği hakkındaki geleneksel inançlara meydan okuyor. Bu bulgular ilgi çekici bir şekilde birbiriyle bağlantılıdır. Aynı zamanda Dünya'nın karmaşık jeolojik tarihine ilişkin anlayışımızı genişletmektedir.
Özünde, Reimink'in çalışması Dünya'nın yüzey evrimi ve onu şekillendiren uzun vadeli süreçler hakkında bilgi sağlıyor. Deng'in çalışması ise, Dünya'nın iç dinamikleri hakkındaki yerleşik fikirlere meydan okuyor. Her iki çalışma da gezegenimizin jeolojik geçmişinin daha bütünsel bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunuyor ve bu alanda devam eden araştırmalar için değerli bir bağlam sunuyor. Farklı alanlardan bilim insanları arasındaki bu iş birlikçi çaba, Dünya'nın karmaşık jeolojik geçmişine ve bunun diğer gök cisimlerinin incelenmesine yönelik sonuçlarına ilişkin anlayışımızı zenginleştiriyor.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...