Günümüzde, Z kuşağı gençleri için üniversite deneyimi, geçmiş nesillerden farklı bir yön kazanıyor. Bu kuşak, üniversitenin hayatlarını değiştirecek büyülü bir deneyim olduğuna dair eski romantik düşüncelerin yerine farklı bir perspektife sahip olduğunu düşünüyor. Gençlerin çoğunda üniversite okumanın eskisi kadar faydalı olmadığı erken yaşlarda iş hayatına atılmanın daha doğru olduğuna dair çoğunda bir düşünce öne çıkıyor.
Çocukken her zaman üniversitenin hayatınızı değiştirecek bir deneyim olacağını ve birinci yılınızın kendinizi keşfetme şansına sahip olacağınız yıl olduğunu hayal edersiniz. Ancak son yıllarda yaşanan COVID-19 pandemisi, ekonomik sorunlar gibi birçok olay Z kuşağını bu hayalden vazgeçirmiş gibi görünüyor.
İlginizi Çekebilir: Araştırma: ”Sosyal Medya, Z Kuşağı ve Ruh Sağlığı”
Z Kuşağı, Üniversite Hayalinden Vazgeçiyor
2022'de 2012'ye kıyasla dört milyon daha az genç üniversiteye kaydoldu. Çoğu kişi için üniversite okumanın maliyeti karşılanamayacak kadar fahiş hale geldi. 2010'dan 2022'ye kadar üniversite harçları yılda ortalama %12 artarken, genel enflasyon her yıl yalnızca ortalama %2,6 arttı. Bugün yurtdışında dört yıllık bir devlet üniversitesine gitmenin ortalama maliyeti en az 104.108 dolar, özel bir üniversitenin maliyetiyse 223.360 dolardır.
Benzer durum ülkemizde de söz konusu. Dört yıllık bir üniversite okumak isteyen öğrencinin yıllık en az 100-150.000 TL, özel üniversite okumak isteyen öğrencinin ise en az 250-300.000 TL’yi gözden çıkarması gerekiyor. Aynı zamanda öğrencilerin mezun olduktan sonra kazanmayı bekleyebilecekleri maaşlar üniversitenin maliyetini karşılamıyor.
Pew Araştırma Merkezi'nin 2019 tarihli bir raporu, üniversite eğitimi almış genç çalışanların kazançlarının son 50 yılda çoğunlukla sabit kaldığını ortaya çıkardı. Yüksek Öğrenim Kurumu'nun son verilerine göre, mezun olduktan dört yıl sonra öğrencilerin üçte biri 40.000 dolardan az kazanıyor. Bu, yalnızca lise diplomasına sahip çalışanların kazandığı ortalama 44.356 dolarlık maaşın altında. Üniversite mezunlarının okuldan ayrıldıktan sonra borçlu oldukları ortalama 33.500 dolarlık öğrenci borcu da hesaba katıldığında, birçok mezun, diploması olmayan meslektaşlarına yetişmek için yıllarını harcıyor.
Gençlerin Odak Noktası İyi Bir İş Bulmak
Üniversitenin değeri ile maliyeti arasındaki genişleyen uçurum, Z kuşağının yüksek öğrenime yönelik tutumunu değiştirmeye başladı. Morning Consult tarafından 2022'de yapılan bir anket, Z kuşağının %41'inin "ABD kolejlerine ve üniversitelerine güvenme eğiliminde olduklarını" söylediğini ortaya çıkardı. Bu, Y kuşağının on yıl öncesine göre önemli bir değişim: 2014 Pew Research araştırması, Y kuşağının %63'ünün üniversite eğitimine değer verdiğini veya üniversite eğitimi almayı planladığını ortaya çıkardı. Mezun olanların %41'i, eğitimlerinin kendilerini işgücüne katılmaya hazırlamak açısından "çok faydalı" olduğunu düşünüyor; bu oran X kuşağının %45'i ve Boomer kuşağının %47'si aynı şeyi düşünüyor.
Sonuç olarak, üniversiteye gitmeye karar veren Z kuşağı tamamen yeni önceliklerle üniversiteye başlıyor. Tipik "üniversite deneyimi" ile pek ilgilenmiyorlar. Bugün üniversite eğlence ve oyun için çok pahalı ve pek çok öğrenci artık liberal sanat eğitiminin geleneksel misyonundan etkilenmiyor. Şimdi gençlerin çoğunun odak noktası, özellikle de ekonomideki bu kadar çok belirsizliğin ortasında, üniversiteyi tek ve önemli bir hedefe hazırlanmak için kullanmak. Yani çoğunun amacı üniversiteyi iyi bir iş bulmak için okumak istiyor ya da istemiyor.
San Francisco Bay Üniversitesi İşletme ve Bilgi Teknolojileri Fakültesi Dekanı James Connor, "Öğrenciler yapay zeka, veri bilimi, iş analitiği ve sosyal medya gibi konulara giderek daha fazla ilgi duyuyor. Bu artış, bu konuların kariyer rekabetçiliği ve uzun ömürlülük açısından önemine dair anlayışlarını yansıtıyor" açıklamasında bulundu.
Öğrencileri En Çok Etkileyen Faktör Pandemi
Öğrenciler ayrıca boş zamanlarını kariyer olanaklarını en üst düzeye çıkarmaya ayırıyorlar. Mevcut ekonomik durumu daha iyi anlamak için çalıştaylar düzenliyorlar. Derecelerini daha hızlı tamamlamak için çevrimiçi olarak ek kurslara kaydoluyorlar ve sürekli olarak iş ilanları arıyorlar. Connor, "İnsan hâlâ açık odada pinpon oynayabilir ama kenarda izleyenlerin tartışmaları çok farklı." dedi.
Connor, "Bu sorular Kovid-19'dan önce alışılmadık olurdu, ancak artık norm haline geldi. Pandemi, öğrencileri hayatları ve kariyerleri hakkında geniş ve uzun vadeli düşünmeye zorladı" açıklamasında bulunuyor.
Ancak bilgisayar bilimi ve mühendislik alanlarındaki dallar yükselirken, beşeri bilimlerdeki dallar düştü. Geçen yıl, Harvard birinci sınıf öğrencilerinin yalnızca %7'si beşeri bilimler alanında eğitim almayı planlıyordu; bu oran on yıl önce %20'ydi ve 1970'lerde neredeyse %30'du. Şubat ayında Marymount Üniversitesi İngilizce, tarih ve felsefe de dahil olmak üzere dokuz liberal sanat dalını bırakma yönünde oy kullandı.
Ancak çevrimiçi dersler başlangıçta birçok öğrencinin üniversite deneyimini mahvederken, bazıları artık paradan tasarruf etmenin bir yolu olarak kampüste eğitim görmek yerine uzaktan öğrenmeyi tercih ediyor. COVID'den önce, üniversite öğretiminin yaklaşık üçte biri önceden kaydedilmiş dersler, video eğitimleri veya dijitalleştirilmiş okuma materyalleri aracılığıyla çevrimiçi olarak gerçekleştiriliyordu. Artık bazı okullar yalnızca çevrimiçi eğitime geçerken, diğerleri tamamen sanal iş programları başlatarak mevcut trendden faydalanıyor. 2011 yılında 300.000 öğrenci, çok çeşitli ücretsiz kurslar sunan kitlesel açık çevrimiçi kurslara veya MOOC'lara kaydoldu. 2021 yılında bu sayı 220 milyona yükseldi. Ancak öğrenciler hâlâ üniversite diploması istiyor. Sadece daha hızlı ve daha ucuza ulaşmak istiyorlar.
Bu habere henüz yorum yazılmamış, haydi ilk yorumu siz bırakın!...